Facebook Sayfamız

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Un helvası (kara topak helvası)


Öncelikle geçmiş regaip kandiliniz mübarek olsun, bu tarifi dün yayınlamak istedim ama fırsat olmadı. Bir daha ki kandilde yapmak isterseniz aklınızda olsun diye şimdiden yazıyorum. Tarif bolu mutfağında kara topak helvası olarak bilinen helva tarifi, sofram programında gördüğümden beri yapmaya niyetliydim zaten ama içindeki yağ oranı beni baya korkutmuştu. Ben daha hafif olsun diye orjinal tarifte verilen yağ miktarını azalttım ve sıvı yağ ile zeytinyağı da kullandım. Sizin için iki tarifi de yazacağım, istediğinizi kullanın.

Malzemeler:

  1. 14 kaşık un
  2. 1 paket margarin
  3. 2 yemek kaşığı tereyağı
  4. 1 paket dolmalık fıstık
  5. 1 su bardağı ceviz
Not: ben 100 gr margarin, 1 çay bardağı sıvıyağ ve 3 yemek kaşığı zeytinyağı kullandım.
Şerbeti için:
  1. 1 su bardağı süt
  2. 1 buçuk su bardağı su
  3. 12 kaşık şeker
  4. 1 adet yumurta sarısı

Hazırlanışı:

  1. Öncelikle şerbeti hazırlamak için su, süt ve şekeri bir tencereye alıp pişirin ve soğumaya bırakın.
  2. Tencereye yağı eritin ve fıstıkları rengi dönünceye kadar kavurun
  3. Unu ilave ederek unun rengi kahve rengine dönünceye kadar kavurun.
  4. soğuyan şerbete çırpılmış yumurta sarısını ilave edip çırpın.
  5. Kavrulan una şerbeti ilave ederken karıştırmaya devam edin.
  6. Çok ince olmayacak şekilde kıydığınız cevizleri de ilave edin.
  7. Un şerbeti çekip topak topak oluncaya kadar karıştırmaya devam edin.
  8. Şerbeti çekince altını kapatın ve istediğiniz gibi şekil vererek ılık olarak servis yapın

Kahvaltılık Baharatlı Patates

kahvaltilik-baharatli-patates
Sıcak günlerde kızartmadan uzak durmaya özen gösteriyorum, kızartma yerine fırını tercih ediyorum çoğunlukla ama patates kızartması vazgeçemediğim bir tat malesef. Baharatlı patatesler, kızartma yerine kahvaltı sofranızda yer verebileceğiniz bir tat bana göre ve kesinlikle çok daha sağlıklı. Sevdiğiniz her baharatı kullanabilirsiniz ama kekik çok yakışıyor ve fırında yapmanızı tavsiye ederim tadı çok daha güzel oluyor ama aceleniz varsa teflon tencerede de hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  1. Patates
  2. Kekik, nane, kimyon, kırmızı pul biber, tuz
  3. Su
  4. Sıvıyağ

Hazırlanışı:

  1. Patatesleri kızartmalık olarak  ama çok ince olmayacak şekilde doğrayın.
  2. Tencereye alın üzerine çok az su ilave edin.
  3. Patateslerin üzerine istediğiniz kadar sıvıyağ gezdirin.
  4. Baharatları ve tuzu serpin.
  5. Kısık ateşte patatesler yumuşayıncaya kadar pişirin.
  6. Arada tencereyi sallayarak karıştırın ve gerekirse su ekleyin.
  7. Aynı şekilde fırına da verebilirsiniz.

Kabak Mücveri


Bu sıcaklarda yemek yapmak da, yemek de zor geliyor bana, genelde kolay yapılan ve ağır olmayanları tercih ediyorum. Şimdi yağda kızaran mücver ağır değil mi diyeceksiniz ama ben mücveri fırında yapıyorum çoğunlukla, bu kez annemin isteğiyle yağda kızarttık daha doğrusu annem kızarttı. Elbette tadı fırındakinden çok daha güzel oldu, özellikle soğuduğunda çok daha leziz oluyor. Evde fazla kabak olduğu için biz patates ve havuç eklemedik ama isterseniz ekleyebilirsiniz, öyle de güzel oluyor.
Bence akşamdan yapıp sabah kahvaltısında da servis edebilirsiniz.

Malzemeler:

  • 4 Adet büyük boy kabak
  • 5 Dal yeşil soğan
  • Yarım demet maydonoz
  • 8-10 Dal taze nane
  • 3 Yumurta
  • Aldığı kadar un
  • Kabartma tozu  veya karbonat
  • Karabiber, kırmızıbiber, kimyon, nane, tuz
  • Kızartmak için sıvı yağ

Hazırlanışı:

Kabakların kabuklarını soyun ve rendeleyin, rendelediğiniz kabakları elinizle sıkarak fazla sularını atın.
Soğanları, maydonozları ve naneyi ince ince doğrayın.
Doğradığınız sebzeleri karıştırın, üzerine yumurtaları kırın, baharatları ve kabartma tozunu da ekleyerek çırpın.
Azar azar unu ekleyerek iyice çırpın, her kabak aynı oranda su bırakmadığı için un oranı değişebilir.
akışkan ama çok sıvı olmayan bir karışım elde edinceye kadar un ekleyin.
Kızartma yapacağınız tavayı ocağa alın ve ısıtın, tava ısındıktan sonra yağı ekleyin, yağ yeterince kızınca mücver karışımını kaşık yardımıyla tavaya alın ve iki tarafını da kızartın.
Sarmısaklı yoğurt ile ılık olarak servis yapabilirsiniz.

Patatesli Kirpi Köfte

patatesli kirpi köfte
Akşam çayları için farklı bir seçenek sunuyorum size, bu tarifi ister aşağıda yazacağım gibi patates ile isterseniz de sadece kaşar peyniriyle yapabilirsiniz. Kaşar peyniri ile yapıldığında pane yapmak gerekiyor, isterseniz sadece un ile paneleyebilirsiniz veya hazır pane harcı kullanabilirsiniz. Ben artık hazır ürünleri çok fazla kullanmamaya çalışıyorum, malum GDO’lu olma ihtimali en çok olan ürünlerden biri de mısır ve soya. Hazır ürünlerin içeriğine bakarsanız mutlaka mısır nişastası veya soyadan elde edilen ürünler olduğunu göreceksiniz, bu konuya kesin bir açıklama getirilinceye kadar elimden geldiğince kullanmamayı tercih ederim…

Malzemeler:

  1. 3 Adet orta boy patates
  2. 80 gr. Tulum peyniri
  3. Kıyılmış maydonoz ve dereotu
  4. 1 Tatlı kaşığı sebzeli çeşni (yada istediğiniz baharatlar ve biraz sarmısak)
  5. 1 Adet yumurta sarısı
  6. 1 Su bardağı tel şehriye, tuz
Kızartmak için sıvıyağ

Hazırlanışı:

  1. Patateslerini haşlayı kabuklarını soyun.
  2. Çatal yardımıyla patatesleri ezin.
    patatesli kirpi köfte hazırlık
  3. Üzerine tulum peyniri, maydonoz, dereotu, çeşni ve tuzu ekleyip yoğurun. isterseniz kimyon, karabiber ve kırmızı biber de ekleyebilirsiniz.
    patatesli kirpi köfte hazırlık1
  4. Bir kaba yumurta sarısını alıp karıştırın.
    patatesli kirpi köfte hazırlık4
  5. Düz bir kaba da tel şehriyeyi koyun.
    patatesli kirpi köfte hazırlık2
  6. Hazırladığınız harçtan, ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elinizde yuvarlayın.
    patatesli kirpi köfte hazırlık3 hazırlık
    patatesli kirpi köfte hazırlık6 patatesli kirpi köfte hazırlık7
  7. Önce yumurta sarısına, sonrada tel şehriyeye bulayıp bol yağda kızartın.
  8. Yanında sarmısakli yoğurt ile veya sade olarak servis yapın.

Deniz Börülcesi Salatası


Ege ve Akdeniz kıyılarının nadide bitkisidir deniz börülcesi, adı sizi yanıltmasın denizden çıkmaz. Deniz suyunun nüfus ettiği kumlu topraklarda yetişir ve bu özelliği sayesinde deniz suyunda bulunan birçok minerali bünyesinde barındırır yani içinde bol miktarda sodyum, potasyum, magnezyum, iyot, kükürt, kalsiyum, fosfor, demir çinko, manganez ve bakır bulunur.
Balık sofraları için mükemmel bir salatadır.
Eskiden İstanbul’da deniz börülcesi bulmak imkansız gibi birşeydi, oysa şimdi neredeyse bütün marketlerde ve pazarlarda satılıyor, oldukça kolay hazırlanan bu salatayı balık menünüz için veya başlıbaşına bir salata olarak  mutlaka denemenizi öneririm.

Malzemeler:

  1. Deniz börülcesi
  2. Sarmısak
  3. Sirke
  4. Limon
  5. Zeytinyağı
  6. Su

Hazırlanışı:

  1. Öncelikle börülcelerin köklerini asla koparmayın.
  2. Soğuk suda bir saat kadar bekleterek köklerindeki çamurdan kurtulun.
  3. Tekrar güzelce yıkayın.
  4. Geniş bir tencereye börülceleri kapatacak kadar su koyup kaynatın.
  5. Kaynayan suya börülceleri koyup 20 dk kadar haşlayın.
  6. Bu arada börülceleri alacak genişlikte bir kaba buzlu su koyun.
  7. Haşlanan börülceleri delikli bir kepçe yardımıyla kaynayan suyun içinden alıp buzlu suya bırakın.
  8. Soğuyan börülcelerin içindeki kılçığı çıkarmak için sol elinizle börülcenin kökünü tutun ve diğer elinizle köke en yakın yeşil yerden kavrayıp kılçık çıkıncaya kadar sıyırın.
  9. İsterseniz börülceleri tekrar yıkayabilirsiniz, bu hep fazla tuzun hem kalan çamuru atmak için gerekebilir.
  10. Sosu için sarmısaklar ezin, üzerine arzunuza göre sirke, zeytinyağı ve limon ekleyip karıştırarak börülcelerin üzerine gezdirin.
  11. Cevizleri istediğiniz büyüklükte parçalayıp börülcelerin üzerine serpin.

Taze Fasulye Kızartması


Daha önce hiç yemediğim ama çok kez duyduğum bir tarifti bu, karadeniz yemeklerinin “hastasıyım” özellikle mısır ekmeği, mıhlama ve  kara lahana çorbasına bayılırım.
Sanırım daha önce hep işin ustalarının elinden çıkmış karadeniz tatlarını denediğim için yapmaya cesaret edemedim.
Fasulye kızartması da karadeniz yöresine ait bir yemek, aslında üzerine iki tane de yumurta kırılıyor, sanırım daha çok yumurtalı olarak tüketiliyor. Ben her iki şekilde de denedim, ikisi de gayet lezzetli oldu ama yumurtalı olanın resmini çekmeye vaktim olmadı malesef :)   Sade kızartmaları batırmak için mayonezli yoğurtlu bir dip sos hazırladım ama kendi tadı da güzeldi, istenirse sadece yoğurt ile de soslanabilir.

Malzemeler:

  1. 1 kg  taze fasulye
  2. 1 su bardağı mısır unu
  3. Sıvı yağ
  4. 2 adet yumurta
  5. tuz, karabiber

Hazırlanışı:

  1. Öncelikle taze fasulyeleri iyice pişinceye kadar haşlayın, ben buharda haşladım.
  2. Haşlanan fasulyelerin suyunu süzün ve bir süre süzgeçte bekletin.
  3. İyice süzülen fasulyeleri derin bir kaba alın ve üzerine mısır ununu dökün, tuz ve biraz da karabiber ekleyin ve fasulyeleri bu harca bulayın.
  4. Tavaya sadece yapışmasını önleyecek şekilde yağ koyun ve ısıtın.
  5. Mısır ununa buladığınız fasulyeleri tavaya dizin.
  6. İki tarafı da kızaracak şekilde pişirin.
  7. İstenilirse iki tarafıda pişince üzerine iki tane yumurta kırılarak da pişirilebilir.
  8. Ilık veya sıcak olarak servis yapın.
  9. Yumurta kırmayacaksanız bir su bardağı yoğurt, iki kaşık mayonez, kırmızı pul biber ve nane ile dip sos hazırlayarak, bu şekilde de servis edebilirsiniz.

Patlıcan Kebabı



Son derece zahmetsiz ama tadı bir o kadar lezzetli olan bu yemeği denemenizi kesinlikle öneriyorum. Acil bir durumda misafir ağırlamak için aklınızda bulunsun mutlaka. Bana göre lezzet riski olmayan patlıcan kebabını tercihinize göre ister fırında, isterseniz de tencerede pişirebilirsiniz, her iki şekilde de gayet güzel oluyor. Yanında pirinç pilavı veya benim yaptığım gibi cevizli erişte ile servis yapabilirsiniz.  Patlıcanları orta kalınlıkta ve uzun olanlarından seçin, ben kıymanın içine herhangi bir katkı koymadım ama kıyma miktarını azaltmak için rendelenmiş soğan, yeşil biber, yumurta, maydonoz ve ekmek içi ilave ederek normal bir köfte de hazırlayabilirsiniz, servis yapacağınız kişi sayısı artınca bu şekilde daha ekonomik bir yemek olur.

Malzemeler:

2 kişilik
  1. 2 adet orta kalınlık ve boyda patlıcan
  2. 250 gr orta yağlı dana kıyma
  3. Tuz, karabiber, kekik, kimyon
  4. 1 Çorba kaşığı sıvı yağ
  5. 1 Yemek kaşığı salça
  6. Sıcak su

Hazırlanışı:


  1. Patlıcanları kabukları ince kalacak şekilde alacalı olarak soyun ve tuzlu suda 1 saat bekletin.
  2. Patlıcanları kesme tahtasına koyun ve birbirinden ayırmadan aynı boyda serçe parmağı kalınlığında dilimleyin.
  3. İç harcını hazırlamak için kıymaya, tuz,, karabiber, kekik ve kimyon ve bir çorba kaşığı sıvı yağı ilave edip iyice yoğurun.
  4. Elinizle kopardığınız parçaları patlıcan dilimlerinin arasına yerleştirin ve fazlasını alın.
  5. Kullanacağınız pişirme kabının büyüklüğüne göre patlıcanların yarısına gelecek kadar sıcak suyun içinde salçayı eritin ve üzerini aluminyum folyo ile kapatarak önceden 200 dereceye ısıtılmış fırında patlıcanlar pişinceye kadar pişirin.

Patatesli Hingel Tarifi


Gördüğümde yapmaya karar verdiğim tariflerden biri de bu, patatesi çok severim ve mantının içine girmesi fikri beni fena halde cezbetti. Oğlumun sayesinde boyutları biraz devasa olsa da tadı gayet güzeldi. İkinci porsiyonu yerken (!) üzerine ince çekilmiş ceviz ilave ettim ve o şekilde de çok hoş oldu tadı, servis önerisi olarak dikkate alabilirsiniz.

Malzemeler:

6-8 kişilik
  1. 6 adet küçük boy patates
  2. 1 tatlı kaşığı kimyon
  3. 1 tatlı kaşığı kimyon
  4. 1 tatlı kaşığı karabiber
  5. tuz
  6. pul biber
  7. 3 yemek kaşığı karabiber
Hamuru İçin:
  1. 1 bardak su
  2. 1 adet yumurta
  3. 1 tatlı kaşığı tuz
  4. Aldığı kadar un

Hazırlanışı:

  1. Öncelikle patatesleri bütün olarak haşlayın, haşlarken suyuna 1 tatlı kaşığı tuz ekleyin.
  2. Hamuru yoğurmak için su, yumurta ve tuzu bir kaba alın ve aldığı kadar un ilave ederek iyice yoğurun ve üzerini örterek dinlenmeye bırakın.
  3. Haşlanan patatesleri soyun, ezici yardımıyla iyice ezin ve baharatlarını ilave ederek karıştırın.
  4. 15 dk kadar dinlenen hamuru 3 eşit parçaya bölün.
  5. Bezelere un serperek açın, yarım cm kalınlığı yeterli olacaktır.
  6. Açılan hamurdan çok küçük olmayacak kareler kesin.
  7. Bu arada büyük bir tencerede su kaynatılır.
  8. Kare olarak kesilen hamurların ortasına patateslerden koyup üçgen olarak kapatın.
  9. Kaynayan suyun içine 2 tatlı kaşığı tuz ve 1 yemek kaşığı sıvıyağ ekleyin.
  10. Mantıları kaynar suya atın ve suyun yüzüne çıkınca sudan alarak hepsini bu şekilde pişirin.
  11. Üzerine tereyağı ile hafifçe yakılmış pul biber serperek sıcak olarak servis edilir.

Pişi Köftesi


Yöresel tatlar denemeye devam…
Değişik bir tarif, yapım aşaması normal köfteye göre biraz zahmetli, sofranızda farklılık getirmek istiyorsanız deneyebilirsiniz.
Tarif Isparta  mutfağına ait, soframız programı bu tatları bize tanıttığı için bir teşekkürü hak ediyor, değil mi?


Malzemeler:

  1. 1 kg orta yağlı dana etinden kıyma
  2. 1 su bardağı un
  3. 2 çay kaşığı tuz
  4. 1 çay kaşığı karabiber
  5. Kızartmak için sıvıyağ

Hazırlanışı:


  1. Kıymayı tuz ile iyice yoğurun.
  2. Karabiber ve unu ekleyerek yoğurmaya devam edin.
  3. Kesme tahtanıza un serpin ve yoğurduğunuz köfteyi düz yüzeyli bir taş veya bardak altı yardımıyla dövün.
  4. Kıyma dövdüğünüz malzemeye yapışmayacak duruma gelinceye kadar dövmeye devam edin.
  5. Köfteden avuç içi büyüklüğünde parça alın ve avuç içi büyüklüğünde köfteyi un serptiğiniz kesme tahtasına koyun.
  6. Köfteleri döverek büyütün ve bol yağda kızartın.
  7. Yanına domates ve biber kızartarak sıcak olarak servis yapabilirsiniz.

Aşure Günü ve Tatlısı

Aşure günü Hicri takvime göre hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu günüdür. Hüseyin ibn Ali ve beraberindeki 72 müslüman da hicri 61. senesinin Muharrem ayının onuncu gününde (10 Aralık 680) öldürüldükleri için o güne “Aşura Günü“ denilmiştir.

Aşure gününde meydana geldiği rivayet edilen pek çok mucize söz konusudur. Bunlar Nuh peygamberin gemisinin tufandan kurtulması, Yunus peygamberin bir balığın karnından çıkması, İbrahim peygamberin ateşte yanmaması, İdris peygamberin diri olarak göğe yükseltilmesi (çıkarılması), Yakub peygamberin oğlu Yusuf peygambere kavuşması, Eyyüb peygamberin hastalıklarının geçip iyileşmesi, Musa peygamberin Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı Firavun'dan kurtarması, İsa peygamberin doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesidir.

Bu mucizeler kutsal kitap Kur'an'da yer almasa da İslam inanışında büyük bir ye tutmaktadır.

Aşure tatlısı dini bir inanıştan temelini almaktadır. Aşure Çorbası da denen bu tatlı inanışa göre Nuh peygamberin tufandan sonra geminin erzak dolabında kalan yiyecekleri karıştırarak yaptığı bir tatlıdır.

İçinde pek çok farklı malzemenin kullanıldığı ve gelenek olan aşure hala Aşure Günü'nde yapılır ve komşulara dağıtılır.

Aşure geleneksel ve malzemelere göre pek çok tarifi mevcut olan bir tatlıdır. Herkesin damak zevkine uygun olarak pişirdiği bu tatlının hem enerji hem de besin değeri yüksektir.

Diyabet sorunu yaşayan kişilerin tüketimine dikkat etmesi gereken bir tatlı olan aşurede baklagiller, kuru meyveler ve tahıllar bulunur.

5 Temmuz 2011 Salı

Karidesin Faydaları

Balıktan sonra en çok tüketilen deniz canlısı karidestir. Az oranda kalori ve doymuş yap içeren karides sağlıklı besin maddelerinden biridir.

Karides pembe, gri, kahverengi ve sarımsı renklerde olabilir. Tüm yıl boyunca hem donmuş hem de taze olarak tüketilebilen bu canlı özellikle omega-3 yağ asitleri açısından da zengindir.

Karidesin Faydaları

1. Karides selenyum minerali açısından oldukça zengindir. Selenyum kanser ve bu tarz ciddi hastalıklara sebebiyet veren maddeleri etkisiz hale getirir.

2. Karides düşük kalorili bir protein kaynağıdır. Bir porsiyon karideste yaklaşık 23,7 gram protein ve 112 kalori vardır.

3. İyi bir D vitamini kaynağı olan karides dişlerin ve kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur. Ayrıca kalsiyum ve fosfor dengesini de sağlar.

4. Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olan karides beyin fonksiyonlarının düzenli gelişimini ve çalışmasında etkilidir. Ayrıca içerdiği B12 ile kan hücrelerinin gelişimini destekler.

5. Diş etleri rahatsızlıklarında da anti-enflamatuvar etkisiyle bilinir.

Pişirme önerileri

1. Tarifinizde nasıl gerektiğine bağlı olarak kabuklu veya kabuksuz şekilde pişirilebilir. Karidesin temizlenmesinin ise kendine has bir yöntemi mevcuttur. Temizlerken başını ve bacaklarını önce ve ardından kuyruğundan tutarak kabuğunu sıyırmanız gereklidir.

2. Donmuş karidesleri temizlerken tamamen çözündürmemeye dikkat edin. Karides hafif buzlu haldeyken kabuğunu soymak daha kolay olacaktır.

3. Karidesin bağırsakları haşlamadan ya da pişirilmeden önce de çıkarılabilir. Bunun için sırt kısmını hafifçe çizerek bağırsaklarını çıkarabilirsiniz.

Evinizde Detokslanın

Vücudumuzda birikten toksinler, birçok sağlık problemine sebep olabilmekte. Tariflerini bulabileceğiniz bu detoks destekli meyve suları ile toksinlerden arınacak ve kendinizi daha sağlıklı hissedeceksiniz. Diyetinizde hedeflediğiniz sonuçlara ulaşmak için detoks sürecini hesaba mutlaka katmalısınız.

Elma ve Armut.
Bu lezzetli detoks içeceğini öğünlerinize eklemeye çalışın. Vücudunuzda birikmiş olan toksinlerin dışarıya atılmasını sağlamak için tek yapmanız gereken şey bir blenderda 2 elma ile 2 armutu karıştırmak. Meyvelerin sadece suyunu sıkmanıza gerek yok. Sadece küçük parçalar halinde olması yeterli. Bu içeceği günde 2 kere almanız detoks sürecini başlatacaktır.

Salatalık ve Limon.
Günlük yediğimiz salatalarımızda bolca bulunan salatalık ve limonun mükemmel birer antioksidan olduğunu biliyor muydunuz? Diyetinizi aynı zamanda detoks yaparak uygulamaya karar verdiyeseniz bir salatalık ve yarım limon ile yapacağınız içeceğinizi günde iki kere içmelisiniz. Bütün hafta boyunca içmenizi tavsiye ettiğimiz bu içecek, sizi enerjik ve bağışıklı sistemi kuvvetli biri haline getirecek.

Greyfurt ve Limon.
2 greyfurt ve 1 limon ile yapacağınız C vitamini, magnezyum ve kalsiyum bombası içeceğiniz, vücudunuzda var olan zararlı toksinleri atacaktır. Biraz ekşi bir içecek olmasına karşın oldukça faydalı.

Kereviz Suyu.
Ciddi bir detoks düşünüyorsanız, bu içeceği diyet planınıza mutlaka sokun. Kereviz, yapısı nedeniyle vücuttaki tüm zararlı toksinlerin yok olmasını sağlar. Güzel bir tat katmak için yapmanız gereken ise çok basit: 3 kereviz parçasını 1 elma ve 1 pancar ile karıştırın. Doğal tatlandırıcılar kullanmak metabolizmanızın hızlı ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar ve ekstra kalori almaktan sizi korur. Bu içeceği etkilerini görene kadar için.

Metabolizmayı Hızlandıran Diyet

Metabolizma hızı, her kişinin yapısına göre farklı olmasına karşı yaş ilerledikçe, özellikle 30-35 yaşından sonra yavaşlar ve yağ depolanması artar. Bazı insanlar çabuk, bazıları da daha zor kilo alırlar. Zayıflama süreci kişinin sahip olduğu metabolizmaya göre yapılan bir diyet ile sürdürülmelidir.

İşte size metabolizmanızı hızlandırmanız için birkaç ipucu:

- Aşırı yemekten kaçının. Diyetinizi düzenlerken yiyeceğiniz miktarı göz önüne alın.
- Yapacağınız diyetle yağ oranınızı düşürürken, kas kitlenizi artırmak için spor yapın.
- Kan şekerini yükselten gıdaları diyetinize almayın. Özellikle beyaz ekmek, pirinç pilavı, patates kızartması, makarna, kola ve gazoz, alkol, tatlı yiyecekler diyette iken alınmamalıdır. Bu gıdalar metabolizmayı yavaşlatacağından kilo almayı artırır.

Diyetinize sadece yiyecekleri değil, aynı zamanda yaşam kalitenizi de dikkate almalısınız. Stres ve depresyon, geç yatıp, geç yataktan kalkma, metabolizmayı bozar.

Bunların yanında, kilo vermeye çalışırken diyetinizdeki dikkat edilmesi gerekenler ise;

- Mümkün olduğunca kızartmalardan uzak durulacak.

- Çay veya kahve şekersiz olarak içilebilir.

- Her gün mutlaka 8-10 bardak su içilmelidir.

- Haftada 2-3 gün 45 dakika yürüyüş yapılmalıdır.

- Uzun süre aç kalınmayacak ve erken yatılacak.

- Akşam yemeği ile uykuya dalış arasında en az 3 saat olmalıdır.

- Yağ depolanmasına karşı gıda destekleyicileri doktorunuza danışarak alabilirsiniz.

Aşağıdaki diyeti uygulayarak metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz. Tabi metabolizma sadece diyet yaparak hızlanmaz. Bunun yanında günde 10 dakika yapacağınız egzersizleri de aksatmamamlısınız.


1.Gün2.Gün3.Gün
Sabah1 dilim buğday ekmeği, 1 yemek kaşığı light labne, ½ demet maydonoz, 2 çeri domates.3 dilim taze ananas veya 10 adet çilek, 1 kase yoğurt, 1 çorba kaşığı yulaf, 3 ceviz.Kepekli köy peynirli yağsız tost.
Ara Öğün: Yağsız sütlü tarçınlı kahve, 10 badem, 1 hurma.Ara Öğün: 2 adet grissini.Ara Öğün: 1 bardak süt veya ayran.
Öğle1 haşlama enginar, 3 çorba kaşığı bulgur haşlama, yeşil salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı), ayran.4 ızgara köfte veya 160 gr. yağsız ton balığı, salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı).5 Çorba kaşığı haşlama mercimek ile bol yeşillikli salata(1 tatlı kaşığı zeytinyağı) ve 1 dilim tam buğday ekmeği.
Ara Öğün:10 adet çilek, 1 kase yoğurt (tarçınlı), 1 grissini.Ara Öğün:yarım simit, 1 dilim peynir.Ara Öğün: 1 kutu meyveli yoğurt, 10 adet fındık.
Akşam1 kase mercimek çorba, ızgara tavuk, salata, 1 dilim tam buğday ekmeği.
1-2 saat sonra 1 elma, 3 ceviz.
6-8 çorba kaşığı zeytinyağlı sebze, cacık, salata. 1-2 saat sonra yarım muz, 10 badem.Izgara balık ya da tavuk, salata, 1 kepçe çorba. 1-2 saat sonra, 10 çilek ya da 1 elma.



Eğer yine de kilo veremiyorsanız mutlaka hormon kontrolünden geçmeli ve bir endokrin uzmanına başvurmanız gerekir.

Kalorileri değil adımları say!

Kilo kaybetmeyi arzuluyorsunuz, ancak hem tekrar geri almamak, hem de sağlıklı kalmak istiyorsanız “step diyet” size uygun bir diyet olabilir.

Bu diyet yöntemi ile karbonhidratları, yağları ve alınacak kalorileri hesaplamıyorsunuz.Burada çok sıkı bir diyet planı uygulamaktan ziyade yemek yeme ve egzersiz alışkanlıklarınızı tekrar gözden geçirmeniz öneriliyor. diyet yöntemi gayet basit; günde 10.000 adım ve porsiyonlarını ¼ oranında azalt. Yani, günde 10.000 adım kadar yürüyebilmek, %25 kadar yemekleri azaltabilmek ve sonuç olarak da kiloları kaybetmek.

Step diyet, hem kilo vermede hem de verilen kiloyu koruyabilmede oldukça etkili ancak ömür boyu uygulanması gereken bir programdır. Kilonuzu korumak için maraton yapmanıza gerek yok. Sadece ayakkabılarınız bağlayın ve padometre (adımölçer) aletinizi belinize takın. Eğer yürümeye ve yemeklerinizi de %25 azaltmaya hazırsanız “step diyet” aradığınız bir programdır. Yürümeye önce günde 2.000 adımla başlayın ve giderek artırarak 10.000 adıma çıkartın.

Meyve ve sebzeler, tam tahıllar, düşük yağlı süt ürünleri, düşük proteinli gıdalar ve doymamış yağları tercih edin. Bu diyet planında yasaklanmış hiçbir yiyecek yoktur. Eğer, dayanamayıp bir dilim cheesecake ya da pasta yediyseniz bunu da fazladan yürüyeceğiniz adımlarla telafi edebilirsiniz.

Adımları saymak, hem eğlenceli bir fiziksel aktivite hem de kilo kaybına neden olan bir ikramiye gibidir. Herkes kolayca uygulayabilir. ABD’li sağlık uzmanları, eğer pek çok kişi porsiyonlarını traşlayıp, fiziksel hareketlere daha fazla önem verseydi bugün, Amerika da muhtemelen obezite problemi yaşanmazdı diyorlar.

Kilo vermek ve zayıflamak niyetindeyseniz “step diyeti” uygulamaya başlayın. Bu diyet, sizi ideal kilonuza ve sağlıklı bir kişi haline getirecektir. Tabi, yapacağınız iki şey var; birincisi istemek, ikinci olarak ise bir “adım ölçer” aleti satın almaktır.

Protein ile Zayıflama

Şeker diyeti, 1990′ların ortalarında çıkan, şekeri ve yüksek glükozlu besinleri öğünlerden tamamen kaldırarak zayıflamaya yönelik bir diyettir.

Yüksek glükozlu yiyecekler, kan şekerini yükselterek insülin oluşumunu arttırır ve vücudumuzun çok fazla miktarda yağ ve şeker depolamasına neden olur. Şeker diyetiyle, şeker ve yağ depolanmasını keserek zayıflama mümkün oluyor.

Bu diyetin temel amacı; alınan karbonhidrat miktarının azaltılarak vücuttaki karbonhidrat seviyesinin düşürülmesi ve vücudun enerji gereksinimini yağları yakarak elde etmesini sağlamaktır. Vücuda karbonhidrat girişi olmadığından zayıflama mümkün olacaktır çünkü vücut enerji için depolanmış yağları yakacaktır.

Yüksek protein ve düşük karbonhidrat barındıran bu diyet, sağlık açısından oldukça faydalıdır. Günde 20 gramdan fazla karbonhidrat ile ve üç beyaz diye adlandırdığımız tuz, şeker ve undan uzak durmamızı sağlayacaktır.

Yasak Yiyecekler
Şeker diyetinde yenmemesi gereken olan yiyecekler; Pasta, kurabiye, ekmek ve kraker gibi rafine edilmiş tüm şekerli ve aromalı yiyecekler, patates, mısır, havuç ve pirinç de yenmemesi gereken yiyecekler arasında. Şeker içerdiğinden dolayı meyvelerden de bir süre uzak durmalısınız. Pirinç, makarna ve ekmek ise kesinlikle yasak olan yiyeceklerdir

Yenebilen Yiyecekler
Şeker diyeti, vücuda giren şeker miktarını azaltmaya yönelik olduğundan yüksek protein kaynağı olan et (tavuk, hindive kırmızı et), balık, peynir başlıca besin grupları. zeytinyağlı yiyecekler gibi şeker içermeyen birçok yiyeceği yiyebilirsiniz. Yemeklerinizi pişirirken zeytinyağı kullanmaya gayret gösterin.

İşte size bir haftalık diyet planı:
Sabah Öğle Akşam
1.Gün Sahanda jambonlu veya sosisli yumurta, çay ya da kahve Küçük salata, yarım gözleme, maden sodası Deniz ürünlerinden oluşan bir salata, biftek ya da balık
2.Gün Omlet, domates suyu, 2 dilim çavdar ekmeği, çay ya da kahve Karışık salata (tavuklu, jambonlu ya da biftekli) Izgara tavuk, çorba ve çilek
3.Gün Peynirli, ıspanaklı omlet, 2 dilim çavdar ekmeği, çay ya da kahve Izgara tavuk ve yanında yarım tabak sebze Dana pirzola, yarım tabak sebze, sossuz yeşil salata



Yüksek protein içeren bu diyete mutlaka bir doktor kontrolünde başlanmalıdır ve yüksek kolestrol ve kas zayıflığı gibi sağlık sorunlarına neden olabileceğinden 2 haftayı aşmamak gereklidir.

Duyulmamış Diyet Tüyoları

Diyet yaparken zorlandığınız oluyor mu? Peki sıkı şekilde yaptığınız diyetten istediğiniz sonuçları alamadınız mı? Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirecek ve başarılı bir diyetin tüyolarının ilk bölümü.

Fazlalıkları Sınırlandırın
Diyet yaparken hangimiz açık büfelerde sunulan yiyeceklerin çokluğu ve çekiciliği karşısında dayanamayıp yemedik? Sadece her çeşitten bir parça almak bile sonradan kendimizde pişmanlık yaratmadı? Bunu aşmak için yapacağınız şey fazlalıkları sınırlandırmanız. Örneğin, patates ya da diğer kızartmalardan mı alacaksınız, alın fakat üstüne ketçap ya da mayonez koymayın. Kek ya da pasta mı canınız çekti, alın fakat üstüne krema ya da çikolata sosunu boşaltmayın. Kahve veya çayınızı şekersiz , sade için. Böylece hem kendinizi çok strese sokmamış, hem de kalori ve yağ alımını mümkün olduğunca azaltmış olursunuz.

Kahvaltılarınızda Yulaf Bulunsun
Yulaf hem uzun süreli bir tok tutucu hem de kan şekeri düzeyini koruyan bir besindir. Düşük glisemik indeksi sayesinde diğer karbonhidratlı besinlere oranla kan şekeri seviyesini ani yükseltip düşürmez. Yulaf alırken işlenmiş olanını değil, kabuklu olanını alınız, zira aynı etkiyi göstermediği saptanmıştır. Kahvaltılarda üzerine yağsız süt ve az miktarda kabuksuz yemişler ilave ederek çeşitlendirebilirsiniz.

Öğlenki Salatanızı Süsleyin
Diyet uygulayanların en çok yaptıkları hatalardan biri de salatalarını oldukça sade yahut tek tip olarak yemeleridir. Öğlen yediğiniz salatanızın üzerine bir miktar protein ve iki kaşık zeytinyağı ile süslemeniz sizi uzun süre tok tutacaktır. 100-120 gr. Izgara edilmiş tavuk göğsü ya da biftek parçacıkları ya da diyet ton balığı sizi saat 15.00 lere kadar gereksiz atıştırmalıklardan korur.

Sebzeleri Dondurucunuzda Saklayın
Taze sebzeler kesinlikle daha lezzetli ve besleyici olurlar. Ancak, günümüz insanları çoğunlukla mutfakta harcayacak zaman pek bulamamaktadırlar. Bazı sebzeleri (örneğin, havuç, patates, brokoli, fasulye, bezelye.. gibi) yıkamak, ayıklamak, doğramak, dilimlemek ve sonra da pişirmek ya da dondurucuda saklamak yerine erişilmesi daha kolay, hazır paketlenmiş cipsleri tercih etmektedirler. Daha sağlıklı beslenebilmek ve diyetinize daha sadık kalmanız için özel olarak yıkanmış, hazırlanmış, dondurulmuş ve paketlenmiş sebzeleri alıp dondurucunuzda stoklamak daha pratik bir çözümdür. Tek yapacağınız, yeterli miktarı buzdolabınızdan çıkarıp hemen pişirmenizdir. Böylece daha fazla sebze yediğinizi farkedeceksiniz.

30 çeşit ev yemeğini oda sıcaklığında 1 yıl ömürlü üretti, ABD’ye kadar uzandı

Kimyacı Güliz Kanuni Tunçay, İTÜ’deki hocalarıyla 30’a yakın yemek ve tatlıyı oda sıcaklığında ‘1 yıl dayanabilir steril’ üretmeyi başardı. Easyfood markasıyla Migros, Metro, Tesco Kipa raflarına giren ürünler ABD’de de satılmaya başlandı. Şimdi pişirmeyi yapan makine için uluslararası patent alıyor.BABASI Müfit Kanuni, Türkiye’nin duayen kimyacılarından olan ve kendisi de kimya mühendisliğini bitiren Lyra Gıda Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Güliz Kanuni Tunçay, İTÜ’deki öğretim üyeleriyle araştırma geliştirme projesi yaptı, 30’a yakın yemek ve tatlıyı oda sıcaklığında 1 yıl dayanabilir ‘steril tüketime hazır’ üretmeyi başardı. Easyfood markasıyla Migros, Metro, Tesco Kipa raflarına giren ürünler internet kanalıyla da ABD’de satılmaya başlandı. Şimdi steril pişirme için geliştirilen makineye de uluslararası patent alınıyor.
Yemeğe dolaylı bulaştım
Güliz Kanuni Tunçay, şöyle başlıyor anlatmaya: “1981 İTÜ Kimya Mühendisliği mezunuyum. Biz Rumeli kökenliyiz ama Zonguldaklıyız. Babam da kimya mühendisi ve uzun yıllar birlikte çalıştık. Kendisinin bir ortaklığı vardı, kimyanın ne olduğunu onunla anladım ve sevdim. İlk başta deterjan türü üretimler, sonra endüstriyel kimyasallar üreten Erksan Kimya’da çok ortaklı bir yapı içinde çok başırılı işler yaptık. Ben de orada laboratuvarda başlayıp, satın alma müdürlüğü ve grubun bir şirketinde genel müdürlük, sonra da başkan yardımcılığı yaptım. Ardından da eğitim hizmetleri için Lyra’yı kurduk ve bir süre sonra Lyra ile uluslararası şirketlere de eğitimler vermeye başladık. Bu yapı içinde de güzel bir restoran açtık. Yemeğe öyle dolaylı bulaştım.”
Yarı pişmiş için yola çıktık
Güliz Kanuni Tunçay, şunları dile getiriyır: “Rumeli kökenliyiz ve yemeğe çok ilgiliyiz. O restoranı sonra devrettik ama daha büyük çapta yemek üretimine de girmiş olduk. 150 kişilik başlayan yemek üretimimiz catering olarak 3 bin kişiye kadar çıktı. Bu işin de bir yerde tıkandığını görünce ‘catering şirketlerine yarı pişmiş yemek üretimi yapma’nın çok kârlı olacağını dünüşdüm” diyor ve şöyle devam ediyor: “İTÜ’de hocalarımla endüstriyel yemek üretimi konusunda Ar-Ge projesi başlattık. 2008 başında başaralı şekilde tamamlandı. Çorbadan, tatlıya yemeklerin steril üretimiyle ve uzun süre dayanabilir olmasıyla ilgili bir proje çıktı ortaya. Haşlanmış nohut, fasülye, pişmiş dana eti ve hazır yemek harcı ürettik. Catering’ciler ilgilenmedi. Bir catering firması ürünü Metro’ya götürmüş. Onlar beni arayıp ürün isteyince bütün plan değişti.”
Aileden ayrılıp, borçlandım
Güliz Kanuni Tunçay, üretime geçiş sürecini şöyle anlatıyor: “Üretim için tesis kurmak gerekiyordu. Tuzla Kimya Sanayicileri OSB’de yatırıma başladım. Bu aşamada babam ve kardeşim projeye inanmadıklarını söylediler, ‘yapmayalım’ dediler. Ben de ‘ben yapmak istiyorum’ dedim ve Lyra’yı gruptan ve onlardan satın aldım. Borçlanarak yola devam ettim. 27 sene birlikte çalıştığımız yapıdan ayrıldım. TTGV; KOSGEB ve İstanbul Kalkınma Ajansı gibi kurumlardan toplam 950 bin liralık kredi ve hibe desteği aldık. Banka kredileri de kullandım. Yatırımlarımı tamamladım. 2009’un 10’uncu ayından itibaren Metro’ya, 2010 Mayıs’ından itibaren Migros’a girdik. Carrefoursa ve Tesco Kipa ile de 2011 Nisan’ından beri çalışıyoruz.”

Yaprak sarma ve kadayıflar da geliyor

HEDEF kitlenin çalışan çiftler, yalnız erkekler ve üniversite öğrencileri olduğunu söyleyen Güliz Kanuni Tunçay, şöyle konuşuyor: “Mikrodalga ya da ocakta ısıtıp yiyorsunuz. Yakında kadayıflar, zeytinyağlı dolmalar, etli yaprak sarmalar da geliyor. 2010’da 530 bin lira ciro yaptık, bu yıl 3.5 milyon liraya doğru gidiyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 3 milyon Euro’luk yatırım yaptık. 23 kişilik istihdamımız var.”

DİĞER EKOBİ HABERLERİ

Ercan Saatçi’yle ortak restoran açtı, sahneye çıkıp şarkı da söylüyor

BODRUM Yasmin otelin sahibi Aziz Birsin, 500 bin liralık yatırımla İspanyolların lüks yemeği Paella’nın adını taşıyan bir restoran açtı. Restoranı Ercan Saatçi ile işletecek Birsin, restoranda sahneye çıkıp şarkı da söylüyor. Aziz Birsin, Bodrum’un son dönemde jet sosyetenin gözdesi haline geldiğini belirterek, Bodrum’u sık ziyaret eden VIP misafirlere hizmet edecek restoran fikrinin buradan çıktığını belirterek, “Aslında hizmetimiz ve kalitemiz lüks ama fiyatlarımız uygun. Çünkü biz yıllardır turizm sektöründeyiz. Yasmin Otel’de olduğu gibi burada da haftanın 3 günü sahneye çıkacağım. 8 dilde şarkı söylüyorum. Müşterilerim sahnedeki kişinin patron olduğunu öğrendiklerinde çok şaşırıyor” dedi.

‘Özdirenç Pişirici’ için patent alıyor

LYRA Gıda Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Güliz Kanuni Tunçay, ‘Özdirenç Pişirici’ olarak adlandırılan ‘steril pişirme’ sistemi için, “7 dakikada et, 12 dakikada bakliyatı kendi öz suyu ile steril pişiriyor. Bu makine de dünyada bir ilk oldu ve uluslararası patent müracaatımızı yaptık. Uluslararası bir üreticiyle lisans kiralama ya da ortaklık için görüşmelere de başladık. Çünkü biz makineci değiliz” diyor.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Diyet sonrası çatlaklara estetik çözüm

Güzel ve zayıf görünmek için yaptığınız diyet başarıyla sonuçlandı ve istediğiniz kiloya ulaştınız. Peki, diyet sonrası vücudunuzda oluşan sarkmalar için nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz?

Diyet sonrası sarkmalarda uygun kiloya gelindiğinden emin olunması durumunda estetik cerrahiyle şekillendirme yapılmalı. Sarkmalarda uygulanabilecek operasyonları Estetik ve Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu anlatıyor.

Eğer kilo dengesi vücuda sabitlenmezse, uygulama sonrasında vücudun eski haline tekrar dönmek isteyeceğini belirten Kışlaoğlu, bunun sonucunda, vücutta çatlaklar meydana gelirken, gerilmeden kaynaklı ameliyat izlerinde de genişlemeler olacağını vurguladı.

Operasyonların, kişilerin kilosu dengelendikten sonra yapılması gerektiğini söyleyen Kışlaoğlu, "Kilo kaybı sonrasında yapılan bu müdahaleler artık günümüzde yaygınlaştı. Vücutta oluşan sarkmalar çeşitli operasyonlarla, iz kalmadan başarıyla yapılmakta ve bu şekilde eskisinden çok daha güzel ve estetik bir görünüm elde edilmektedir. Fakat bu operasyonları yaptıracak kişilerin, uygulama sonrasında kilosuna dikkat etmesi ve spor yaparak vücudun sıkılığını koruması gerekiyor" dedi.

VÜCUT ŞEKİLLENDİRME AMELİYATLARI
Vakumla yağ aldırma yöntemi:
Liposuction ile yüzdeki çökük ve sarkık alanlara müdahale edilerek bu bölgelerin gerilmesi, çukurların doldurulması işlemiyle yüz gençleştirme operasyonudur.

Karındaki aşırı sarkmaları yok etmek için:
Karın germe ameliyatı karın bölgesindeki fazla deri ve yağ dokusunun alınmasını ve karın duvarı kaslarının gerilmesini içeren bir ameliyat. Bu operasyonda sarkan karın gerilerek düzeltiliyor, deri aşağıya doğru çekiliyor, fazla deri kesip atılıyor ve kesi hattı dikiliyor. Operasyondan bir gün sonra hastaneden çıkıp evinizde dinlenebilirsiniz. Her 2-3 günde bir doktorunuz pansumanınızı yapar. 10 gün sonra da dikişler alınır ve normal hayata dönebilirsiniz.

Alt beden ve kalçaların kaldırılması:
Çok gevşek derili ve aşırı kilo veren insanlarda kalçalar sarkabilir. Operasyon genel anestezi ile hastanede yapılan 4-5 saatlik bir ameliyattır. Hasta bir gün hastanede yattıktan sonra evine çıkabilir. 10-15 gün evde istirahat ettikten sonra yavaş yavaş sosyal hayatına dönebilir.

Kolların inceltilmesi ve iç kısımlarındaki sarkıklığının ortadan kaldırılması:
Üst kollardaki şişmanlık liposuctionla giderilebilir. Bu işlem lokal anestezi altında yapılabilir ve ameliyat 1 saat kadar sürer. Ameliyattan sonra hasta hemen evine gidebilir ve ertesi gün normal hayatına dönebilir. 3 hafta bandaj uygulanır.

Üst kollardaki gevşeklik için operasyon:
Genel veya lokal anestezi altında yapılabilir. Hasta aynı gün evine çıkabilir ve 1 hafta içinde normal hayatına dönebilir. Bir müddet ağır kaldırmamalı ve kol hareketlerini kısıtlamalıdır.

Mastopexy yöntemiyle göğüs dikleştirme:
Bu operasyon genellikle genel anestezi altında yapılır. Ameliyatın yapılması genellikle 2-3 saat arasında bir süre alır. Memeleriniz ilk 1-2 gün hafif mor, şişmiş görünür ve rahatsızlık verebilir, ama ciddi bir ağrı oluşturmaz. Bandajlar 7 gün sonra çıkarılır.

Sütlü tatlılar sağlıklı ama riskli

Uzmanlar sıcak yaz mevsiminde terle kaybolan sıvı ve mineral eksikliğini gidermek için bol bol meyve, meyve suyu, ayran ve bitkisel çay tüketilmesi önerdi. Peki neler yemeli; nelerden kaçınmalı?

Yaz aylarında artan sıcağın insanların üzerindeki olumsuz etkileri hakkında bilgi veren Acıbadem Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fadime Özgök, günlük su tüketiminin 1.5 litre olduğunu, Adana gibi sıcak ve nemli bölgelerde bu miktarın 2-2.5 litreye çıkartılması gerektiğini kaydetti.

Özgök, "Terle kaybolan sıvı ve mineral eksikliğini gidermek için hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, bitkisel çaylar ve kompostolar tercih edilmeli. Eğer kişinin herhangi bir hastalığı yok ise enerji ihtiyacını mevsim meyveleri olan karpuz, çilek, kiraz, üzüm gibi meyvelerden karşılayabilir. Vitamin ve lif açısından da zengin olan bu meyveler aynı zamanda mineral açısından da zengin olduğundan, terle birlikte atılan minerallerin yerine konulmasına yardımcı olur. Salatalık, domates gibi hafif gıdalar tüketmek, kilo kontrolünü sağlamaya da katkı sağladığından öğünlerde mutlaka bulundurulmalı" dedi.

ÖĞÜNLERE ÖZEN GÖSTERİLMELİ
Vücudun su kaybetmesi halinde, yeterli sıvı alınmadığında, böbrek ve tansiyon hastalıklarının daha sık görüldüğünü kaydeden Özgök, "Öğün atlatmamaya özen gösterilmeli, 3 ana öğün mutlaka tüketilmeli. Mümkünse ara öğünler de eklenerek kişilerin öğünlerde fazla yemek yemesi engellenmelidir. Yaz aylarında yağlı, kızartılmış ve kavrulmuş besinler yerine, fırınlanmış, ızgara veya haşlama besinler tercih edilmelidir. Yağsız kırmızı et haftada 1-2 defa olmak üzere balık, tavuk gibi omega 3 yönünden zengin besinleri tercih etmek aynı zamanda kalp sağlığı açısından önemli" diye konuştu.

SÜTLÜ TATLILAR SAĞLIKLI AMA RİSKLİ
Özellikle yaz aylarında ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Özgök, şu uyarılarda bulundu:

"Sütlü tatlılardan dondurma iyi bir tercih olmakla beraber riskli gıdalar arasında olduğundan, iyi muhafaza edilmediğinde besin zehirlenmelerine sebep olabilir. Bu yüzden tüketilen dondurmanın güvenilir bir marka olmasına ve uygun muhafaza edilmiş olmasına dikkat edilmeli. Son zamanlarda gıda zehirlenmeleri en sık aldığımız şikayetler arasında yer alan gıda zehirlenmelerine de ayrıca dikkat edilmeli. Açıkta satılan yiyecekler kesinlikle tüketilmemeli. Hijyenik ortamda üretildiğinden ve muhafaza edildiğinden emin olmadığın gıdaları kesinlikle tercih etmeyin. Gıda zehirlenmelerinin daha sık görüldüğü, çocuklar, yaşlılar, gebe bayanlar ile çocuk emziren bayanların beslenmelerine ayrıca özen gösterilmeli. Alkol tüketenlerin idrar söktürücü özelliği nedeniyle daha dikkatli olunması gerekiyor. Çünkü alınan alkolün vücuttan atılması esnasında sıvı ile birlikte mineral de kaybedileceğinden sıvı elektrolit dengesi bozulabilir."

Alkoçlar Chalet

Bu kışa Uludağ’ın iki bölgesindeki 3 oteliyle hizmete açılan Alkoçlar Otelleri, yenilikler ile 45 senelik Alkoçlar Uludağ ve Alkoçlar Chalet otellerine (Alkoçlar Turizm Grubu 1. Bölge’deki), 2. Bölge’de 500 yatak kapasitesiyle hizmete giren Alkoçlar Zone otelini de ekledi. Alkoçlar Zone, geniş lobileri, restoranı, kafesi, seminer salonu, çocuk odası, oyun salonları, spası, Alkoçlar 1. Bölge’de olduğu gibi kayak pistine doğrudan çıkan konumu ve geniş odaları hizmet sektörünün sınırlarını zorluyor. Alkoçlar otelleri bu yeni tesisi ile Uludağ’da toplam 1300 yatak kapasitesine ulaşarak Türkiye’nin en büyük kapasiteli kış oteli markası haline geldi.

Her iki bölgede de Alkoçlar Otelleri, yaptığı yeniliklerle Uludağ’ı tercih eden kayakseverlerin beklentilerine yönelik çözümler de üretti. Örneğin Alkoçlar müşterileri isterlerse 1. Bölge’deki Alkoçlar ve Yazıcı Teleskilerini kullanarak, Beceren pisti ve Fatin Tepe’sindeki tüm pistleri kullanabiliyor. Ayrıca 2. Bölge’deki 7 tesisi de kullanarak hem 1. Bölge, hem de 2. Bölge de ki pistlere geçerek Uludağ pistlerinin yüzde 80’ini sınırsız kullanabiliyorlar. Gerek kayakçılar, gerekse kaymayanlar gün boyu iki bölge arasındaki ücretsiz shuttle ile seyahat etme şansına da sahip. Kısacası Alkoçlar, müşterileri için her iki bölgeyi ister kayarak isterse kara yolundan birbirine bağlayarak bir ilki gerçekleştirdi.

Alkoçlar Otellerinde konaklayanların bir artısı da müşterilerinin gün boyu 1. Bölge’deki Sport Cafe’den veya 2. Bölge’deki Zone Cafe’den ücretsiz yararlanabilmeleri. 2010’daki bir başka keyifli yenilik ise burada konaklayanların gündüz ya da gece ay ışığında atlı kızaklarla doğa içinde gezinti yapabilmesi için getirilen atlı kızaklar.

“Alkoçlar sporcu ailelerin otelidir” sloganı doğrultusunda sporcuları, aileleri ve çocukları markaj altına alan otel grubu, bu sene çok güçlü bir çocuk animasyonu kurdu. Gün içinde dışarıda, geceleri ise içeride, özel kayak programları eğitimli animatörler tarafından hazırlanan gösteriler, tiyatrolar ve benzeri aktivitelerle çocuklar unutamayacakları bir tatil yaşayacaklar. Çocuklara doğa, spor ve hayvan sevgisini aşılayabilmek içinse başlatılan ‘skijoeling’ aktivitesi ile doğa içinde kar üzerinde hazırlanan özel parkurda eğitimli atlar tarafından çocuklar kayaklarıyla gezerek hem doğaya hem de eğlenceye doyuyor.
Wings StyleWings Gurme

Wings Travel

Wings Wellness

Wings Active

Bu Hafta

Casita Bodrum Antik

Bir Bodrum klasiği olan Casita Bodrum, Wings ailesinin üyesi olarak size özel indirimlerle midenizi şenlendiriyor.

Kapısını ilk kez 1983’de açan Casita, bu dönem oldukça monoton olan yeme&içme sahnesine getirdiği yorumla bugün Etiler’den Bebek’e, Ankara’dan Bodrum’a Türkiye’nin 7 noktasında hizmet verdiği şubeleriyle zincir restoran algısının üstünde, butik bir algıyla lezzet tutkunlarını mest etmeye devam ediyor. Kendi yarattığı hamur işleriyle Türkiye coğrafyasının yemek mirasını başarıyla ileriye taşıyan Casita, tescilli lezzetleriyle ünlü bir adres. Küllemeli, follina gibi Haluk Tanrıverdi imzalı yemeklerin her biri ayrı bir lezzet düşünün ve emeğin eseri. Bodrum Antik, harika manzarasıyla yaz aylarında yolu Bodrum’a düşenlerin en vazgeçilmez mekanlarından biri.

Butterfly

Butterfly, çikolata sevdalılarının düşlerine girecek kadar güçlü, her gün Butterfly’dan alışveriş yapma isteği uyandıracak kadar unutulmaz bir marka. Burada çikolatalar, çikolata ustaları tarafından büyük bir camın arkasında yapılıyor ve üretimden süslemeye tüm aşamalar müşterilerin içini tamamen görebildiği mutfaklarında hazırlanıyor. Butterfly’ın Alkent’teki mekânının ön tarafında ise oturup bir şeyler içmek için yaz ve kış bahçeleri var. Burada hadise sadece çikolatayla sınırlı değil; butik pastalarıyla da öne çıkan marka, doğumgünlerinden yıldönümlere her tür özel organizasyonunuz için siparişlere açık.

Butterfly’in hikâyesi Leyla Akçağlılar ve Ebru İpekçi’nin 1997’de yazdıkları yemek kitabıyla temelleniyor. Yemek okulu eğitimi, cafe restoran deneyimleri, yemek yazarlığı, televizyon programcılığı derken yolları 2003’de Butterfly fikriyle tekrar kesişiyor. Önceleri pastane ağırlıklı hizmet veren mekân, 2005’den itibaren el yapımı çikolata üretimine başlıyor.



Pastane ve çikolata evi olarak iki üretim bölümünden oluşan Butterfly’ın bu bölümlerde üretilen ürünlerinin tadılabildiği bir de cafesi mevcut. Dünyaca ünlü Barry-Callebaut çikolatalarının uluslararası temsilcisi Jean-Marc Scribante’nin danışmanlığı liderliğinde yeni tatlar, son trend’ler, kaliteli hammadde seçimi, süsleme teknikleri büyük bir titizlikçe hayata geçiriliyor. Ve sonuç: Kahveden karamele, meyveden trüflere uzanan geniş bir koleksiyon. Butterfly’ın Alkent, Akmerkez ya da İstinye Park şubelerinden birine gelenler, çikolataya dair yeni tutku pencereleri açacak.



Adres:
İstinye Park adres: İstinye Park AVM İstinyepark life: L434 No:487 T: 0212 345 62 00
Akmerkez adres: No:360 Kat: 1 Akmerkez T: 0212 282 18 26

Bayazhan Restaurant

Bayazhan, bir tütün tüccarı olan, o dönemde Gaziantep'in Hasankeyf tütününü kendine ait olan deve kervanı ile Mısır'a ihraç eden Bayaz Ahmed Ağa, Bayazhan'ı ortağı ile birlikte, Halepli mimar ve taş ustalarına yaptırmıştır.Yapımı 1904'te başlayıp 1909 yılında bitmiştir. İnşaat işleri ile bizzat Bayaz Ahmet Ağa ilgilenmiştir. İhracat ile ilgili olarak Mısır'a geliş gidişlerinde konakladığı Halep'teki, o yıllarda çok meşhur olan bir Han esin kaynağı olmuştur Bayaz Han'a. Birinci Dünya Savaşı sonrası İngilizler, Antep'i işgal ettiklerinde Bayazhan'ı, karargah olarak kullanmışlardır. Hanın bir bölümü ise Antep savunması yıllarında hapishane olarak kullanılmıştır. Gaziantep'te ilk sinema filmi Bayazhan'ın büyük salonunda gösterilmiştir. Bayaz Ahmed Ağa'nın 1919 yılında vefatından sonra Han'ın yarısı ailesine, diğer yarısı ise ortaktan Tekel Baş Müdürlüğü'ne intikal etmiştir. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey'in gişimleriyle 5.5.2005 tarihinde Belediye bünyesine geçirilmiş restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. 2009 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan ve üst katı Gaziantep Kent Müzesi haline dönüştürülen BAYAZHAN?ın altı katı ise yaklaşık 6 ay süren bir çalışma sonucunda benzersiz bir tesise dönüştürülmüştür. Bayaz A.Ş. tarafından işletmesi yapılan tarihi BAYAZHAN içerisinde 2 adet Restaurant, 1 adet Kahve Evi ve yöresel ürünlerin satıldığı 8 adet dükkanın yanı sıra 750 metrekarelik bir avlu, 300 metrekarelik bir teras ve tesisin arka tarafında 300 araç kapasiteli bir otopark yer almaktadır. BAYAZHAN'da yer alan 320 kişilik Bayazhan Restaurant, Bayazhan?ın içerisinde yer alan en önemli ve en görkemli bölüm. Bayazhan Restaurant, Türk ve Gaziantep Mutfağı'ndan seçkin menülerin sunulduğu benzersiz bir restaurant. Yöresel yemekler için akademik desteğinde alındığı restaurantta, gerçek Gaziantep yemeklerinin lezzetini tattırmak için Gaziantep Üniversitesi'nde 7 yıldır yöresel yemekler üzerine ders veren ve bu konu üzerinde 4 kitap yazan, önemli gurmelerden Özden Sabuncuoğlu'da danışmanlık yapıyor.

ŞEFTALİ, FRAMBUAZ VE MUZLU KEK


Malzemeler
4 adet şeftali
20 adet frambuaz
2 adet muz, uzunlamasına ikiye kesilmiş
...2,5 su bardağı un
165 gram bisküvi kırıntısı*
50 gram tereyağı
1/4 su bardağı kahverengi şeker
1/3 su bardağı şeker
1 tatlı kaşığı vanilya özütü
3 adet büyük boy yumurta
1/4 su bardağı süt
Makrocenter’larda bulunan Lotus kurabiyelerini tavsiye ederim.

Yapılışı

Fırınınızı 180 C’de önceden ısıtın. Şeftalileri 5 dakika haşlayıp hemen soğuk sudan geçirin, kabuklarını soyun ve ortasındaki çekirdeği çıkartıp ikiye kesin.
Kelepçeli 23 cm çapındaki kek kalıbının altına parşömen kağıdı serin. Üzerine eritilmiş tereyağını dökün, ardından kahverengi şekeri serpin. Frambuazları, muzları ve şeftalileri yerleştirin ve bisküvi kırıntılarını bunların üstüne dökün.
Karıştırma kabında çırptığınız yumurtalara ve şekere vanilya özütü, süt ve unu ekleyin ve karıştırın. Bunu meyvelerin üzerine dökün ve 55 dakika pişirin. Oda sıcaklığına geldikten sonra servis tabağına ters çevirin ve ılık olarak servis yapın.
See More